بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ
Erdoğan Sıcak Parayı Yeni Fark Etti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erdoğan Sıcak Parayı Yeni Fark Etti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Aralık 2010 Çarşamba

Erdoğan Sıcak Parayı Yeni Fark Etti

`Sıcak Para`yı yeni farketti!

Başbakan Erdoğan, ekonomi uzmanlarının yıllardır dikkat çektiği tehlikeyi yeni farketti.


Cari açık, 2010 yılı Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 232.7 artışla 9 milyar 761 milyon dolardan 32 milyar 479 milyon dolara yükseldi.

Merkez Bankasının açıkladığı Ödemeler Dengesi Bilançosu`na göre, bu yıl Eylül ayında cari açık 4 milyar 79 milyon dolar oldu.

2009 yılı Eylül ayında cari açık, 1 milyar 19 milyon dolar olarak hesaplanmıştı. Buna göre Eylül`de, cari açıkta yüzde 300,3`e ulaşan bir artış kaydedildi. Buna göre, 2010 yılında toplam olarak 45 milyar dolar civarında cari açık oluşması bekleniyor.

Evini satıp aldığı parayı harcayan insanın rahatlığı

Ekonomi uzmanları, hükümetin uyguladığı politikayı "Evini satıp aldığı parayı harcayan insanın rahatlığı"na benzetiyor.

Evini satarak eline geçen para ile harcama olanağı birdenbire artan kişi, para bitene kadar rahattır. Herşey güllük gülistanlıktır. Fakat çalışmasından değil, elindeki hazır değeri satarak elde ettiği bu rahatlığın bir sonu olması kaçınılmazdır.

Türkiye`de son yıllarda uygulanan politikalar bu durumun benzeridir.

Hükümet, özellikle yabancılara sattığı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile büyük paralar elde etti. Bunlar da yetmedi, tarihin en büyük mali aflarını çıkarıp para topladı.

Diğer yandan, özel sektör dışardan tarihte görülmemiş miktarlarda borçlandı.

Asli üretimden gelmeyen, çoğu aslında borç olan bu kazançlar halkta geçici bir rahatlık, bolluk, ferahlık hissine yol açtı.

Borç parayla gerçekleşen GSMH artışı ile övünmüştü

İşin daha da ilginç kısmı, Başbakan, özelleştirme ve borç paralar ile elde edilen büyük Gayri Safi Milli Hasıla artışı ile övünmüş, Cumhuriyet Tarihi boyunca böyle bir artışın yaşanmadığını böbürlene böbürlene meydanlara haykırmıştı.

O zaman için övünç vesile olan sıcak paranın aslında kötü olduğunu geçen gün açıkladı.

Başbakan sıcak paranın tehlikesini yeni farketti

Bugüne kadar, ekonomi uzmanları ne zaman `sıcak para tehlikelidir` diye uyaracak olsa, nerdeyse tüm hükümet tek bir ağızdan `sermaye düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, hükümet düşmanlığı` diye karşı çıkıyordu.

Ne olduysa oldu, Başbakan Erdoğan Lübnan`da "Sıcak para felaket getirir` açıklamasını yaptı.

Zararın neresinden dönülse kardır da ... Umarız geç olmaz.

Suçu global krizin üzerine yıkmaya çalışacaklar

Şimdi bu hazır para tükeniyor, kaçınılmaz son geliyor.

Ali Babacan suçu "Global kriz"e yıkmak derdinde.

Gelmekte olan kriz, uygulanan ekonomi politikalarının doğal sonucudur. Bu borç ve hazırdan paralarla sanayi üretimi desteklense idi durum farklı olabilirdi. Fakat ısrarla uygulanan finans kesimini şişirme politikalarının sonu hüsrandır.

Reel ekonomiyi büyütemeyen hükümet, işsizlik sorununu kamu sektöründeki istihdamı artırarak gidermeye çalışıyor ki ... Bu daha büyük bir felaket ve bağımlılığın habercisidir.

Söz konusu hatalardan kaynaklanacak olan krizin global bir ekonomik kriz ile çakışması hükümeti sorumluluktan ne derece kurtarır?

Vatandaşını iki keçi bir dana besleyecek şekilde teşvik edemeyip, et pazarının kontrolünü spekülatöre kaptırıp pahalı ete mahkum eden de mi global kriz?

Mübarek kurban bayramında millete ucuza hayvan kesebilmek için eziyet çektiren de mi global kriz?

İki keçi ile bir dana besletemeyecek, milleti pahalı ete mahkum edeceksin. Sonra da, "global kriz"den medet umacaksın!

Yaşlı bir kadın Hz. Ömer`in karşısına dikilip "Allah`dan kork" diye bağırdığında, mübarek atından atladığı gibi sakalını toprağa sürmeye başlamış: "Ömer kim ki Allah`dan korkmasın! Ömer kim ki Allah`dan korkmasın" diyerek.

"Allah`dan korkun" diyesimiz var ama, karşımızda Hz. Ömer yok ki!

tumgazeteler.com

http://www.tumgazeteler.com/?a=6461140